bookmate game
tr
Tamer Demirdelen

Beyin Oyunları – Algıda, İknada, İletişimde

Повідомити про появу
Щоб читати цю книжку, завантажте файл EPUB або FB2 на Букмейт. Як завантажити книжку?
  • Nisanur Karaцитує6 років тому
    İstediğin kadar bağır, çağır. Susan birini yenemezsin.”
  • Fatih Önalцитує4 роки тому
    “Herkes başkalarını kendi gibi bilir. Bir insanı tanımanın en kolay yolu, ona ‘insanlar nasıl sence?’ diye sormaktır…”
  • Abbas Aliцитує4 роки тому
    arkadaş hararetle tartışıyormuş: Tartıştıkları konu, sigara içerken İncil okunup okunamayacağıymış. Papaya sormaya karar vermişler ve sırayla sorularını sormuşlar. Biri olumsuz cevap alırken diğeri izin almayı başarmış. İzin alamayanın sorduğu soru:

    – Papa hazretleri, İncil okurken canım sigara içmek istiyor, içebilir miyim?

    – Oğlum, İncil okurken Tanrı’ya odaklanmalısın. O yüzden İncil okurken sigara içilmez.

    İzin alanın sorduğu soru ise:

    – Papa hazretleri, sigara içerken canım İncil okumak istiyor, okuyabilir miyim?

    – Oğlum, her nerede ve ne koşulda olursan ol, İncil okuyabilirsin.

    Kıssadan hisse:

    Esas olan, aldığın cevap değil, sorduğun sorudur.
  • Abdullayev İlkinцитує2 роки тому
    Bilinçaltının yarattığı psikosomatik rahatsızlıkları yine bilinçaltının yardımıyla gidermek mümkündür. Örneğin sınav kaygısı yüksek bir öğrencinin bilinçaltı, kaygıyı yaratan sınavdan sahibini korumak için bağırsak sistemini bozabilir, o geceyi acilde baygın geçirtebilir, elleri ayakları tutmaz olabilir. Ve sınav saati gelip geçtiğinde sahibini tekrar eski haline getirebilir.
  • Fatih Önalцитує3 роки тому
    Subliminal, bilinçaltıyla algılanan anlamına geliyor. Geçmişte ve bugün kapitalizm bilinçaltımızı hedef tahtası haline getirdi, bu konuda da gittikçe güçleniyor. 50’li yıllarda yaşanan üzücü bir örnekle bu etkiyi açıklamaya çalışacağım.

    Birçoğumuzun bildiği bir şarkı var.

    “Zeytinyağlı yiyemem aman

    Basma da fistan giyemem aman

    Senin gibi cahile,

    Ben efendim diyemem aman.”

    1947 yılı II. Dünya Savaşı sonrasında Marshall planı uyarınca Türkiye’nin de dahil olduğu 16 ülkeye yardım yapılır, bu yardımın ana şartı Türkiye’nin dünyanın en büyük mısır üreticisi ABD’den mısır almasıdır.

    Bunun için 1954 yılında insanların bilinçaltına kazınacak şekilde, bir Yunan aşk şarkısına (tabii ki Yunancası zeytinyağsız) söz yazılır. Pamuklu basma yerine, en sağlıklı kumaş kötülenerek, insanlara plastik, polyester ürünler satılır. Gazetelerde zeytinyağının kanser yaptığıyla ilgili haber bombardımanı yapılır, ilk margarin yağı fabrikaları da bu yıllarda kurulur. Mısır yağına ve margarine alışan halk zeytinyağından öylesine soğur ki zeytin ağaçlarının yüzde 75’i kesilir. Kalan zeytinyağlarının hemen hepsini de ABD alır.
  • Fatih Önalцитує3 роки тому
    “Nerede ve ne durumda olursanız olun; elinizdekilerle, yapabileceğinizin en iyisini yapın.”
    —Theodore Roosevelt
  • Fatih Önalцитує3 роки тому
    eşsiz olduğumuzu düşünmek daha hoş gelsede evet, ben senim, sen de ben... Hırslarımız, endişelerimiz, tepkilerimiz çok benzer. Zaten bilim; ortak noktaların olması üzerine kurulu, psikoloji de bu nedenle bilim.
  • Fatih Önalцитує3 роки тому
    BEN, SENİM...

    Ben 100 kg (taş çatlasa), 1.80 m boyunda bir erkeğim. Sizce Ayşe Arman ve ben birbirimize tahminen yüzde kaç benziyoruz?

    Cevap: yüzde 99,9 oranında benziyoruz. Sadece anatomik olarak değil, biyolojik ve kimyasal olarak fotokopi kâğıdından 1000 kat fazla benziyoruz.

    Peki, psikolojik olarak birbirimize yüzde kaç benziyoruz?

    Bir önceki benzerlikten daha da fazla.

    “Ne?”, “Aynı mıyız yani?” dediğinizi duyar gibiyim.

    EVET, çooook benziyoruz,
  • Fatih Önalцитує3 роки тому
    Sonuç olarak insanlar, bir konu hakkında ne kadar az biliyorsa, o konu hakkındaki az olan bilgisi aslında ne kadar az bilgi sahibi olduğunu fark etmesini engellediği gibi, konuyla ilgili her şeyi biliyormuşçasına bir özgüven kazandırmaktadır.

    “Cehalet, genellikle bilgi sahibi olmaktan daha çok özgüvene sebep olur.”
    —Charles Darwin
  • Fatih Önalцитує3 роки тому
    Duyulardan birini değiştirdiğimizde algı da değişiyor. Bu konuyla yapılan ilgili bir deneyde şarap tadım uzmanlarına 3 beyaz şarap ve tadını bozmayacak şekilde kırmızıya boyanmış yine 3 beyaz şarap tattırılıyor. Tabii ki boyanmış olanları kırmızı şarap niyetine içen uzmanların hepsi bu şarapları tadarak tanımlarken kırmızı şarap özelliklerini anlatıyor. Sadece görme duyumuzla oynayarak tadım duyumuzu değiştirebiliyoruz.
fb2epub
Перетягніть файли сюди, не більш ніж 5 за один раз